7 Temmuz 2014 Pazartesi

YELKEN Mİ ÖĞRENMEK İSTİYORSUNUZ?

Yelken eğitiminde kritik noktalar var


Yelken de hayattaki bir çok şey gibi genetik olarak öğrenilebilinen bir şey değil. İçgüdüsel bir tarafı da yok. Hayata gözlerinizi açtıktan sonra, size hitap ediyorsa öğrenme yolları arıyorsunuz. 

Gelin yelken eğitimi hakkında kritik birkaç konu üzerinden geçelim.







BANA GELEN TALEPLER BAZEN BENİ ŞAŞIRTABİLİYOR

İnsanlar birçok konuda etraflarına danışıyor. Bunu normal buluyorum. Ben de hakim olmadığım konularda birileri ile görüşmeden önce işi bilenlerden fikir almaya çalışıyorum. Genelde bu içimi rahat ettiren ve kazık yemediğimi hissettiren bir ruh ve zihin hali yaratıyor.

Bana da yelken eğitimleri konusunda talepler geliyor doğal olarak. Herkesin yelken öğrenmekteki amacı farklı olabiliyor: amatör denizci ehliyeti almak, hobi edinmek, tekne almadan önce tecrübe edinmek, vb. Bazı kişilere kendi imkanlarım dahilinde bilgi ve tecrübe aktarımı yapıyor ve eğitim veriyorum. Ancak, bazı kişileri hedefleri doğrultusunda farklı eğitim firmalarına yönlendirebiliyorum. Böyle durumlarda ise karşılaştığım ortak tepkilerden birini sizlerle paylaşmak istiyorum: çok pahalı, daha ucuz yerler var, oralardan ders alacağım.

Neredeyse hepimiz iş dünyasındayız. Daha iş hayatına atılmadıysak da, aldığımız harçlıkları verimli şekilde harcamaya çalışıyoruz. Kısacası, hesap kitap nedir biliyoruz, değil mi? Verilen hizmetin kalitesi, ciddiye alınışı fiyatta doğal olarak değişkenlik gösteren bir durum. Bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Diğer yandan, yüksek fiyatın kalite algısını etkilediğini bilen insanlar da var elbette. Bunu istismar edebiliyorlar. Aslında, akılları karıştıran notka da bu gibime geliyor.


PEKİ YELKEN EĞİTİMİ ALMADAN ÖNCE NELERE DİKKAT ETMELİ



Bu konuyu komplikeleştirmenin manası olmadığına inanıyorum. Tek akılda bulundurmamız gereken şey doğa ile şakanın olmayacağı. Bu kimseyi korkutmamalı, doğru bir yelken eğitimi her adaya farklı hava şartlarıyla nasıl başedilebileceğini öğretiyor. Diğer yandan, hangi havalarda denize çıkılmaması gerektiğini de çok iyi anlatıyor.

Bu konuyu daha iyi anlatabilmem için izninizle çok sevdiğim bir yöntem kullanacağım: karşılaştırmalar ve metaforlar.


SÜRÜCÜLÜK VE YELKEN EĞİTİMLERİ

Şimdi kendinizi sürücü ehliyeti almak için girdiğiniz eğitimlerde hayal edin. Asfalt bir yol, etrafta trafik kuralların yansıması olan ışıklar ve işaretler... Bir güven alanı. Sonra ehliyeti alıyorsunuz ve eğitim aldığınız yoldaki aynı şartlarda arabanızı sürüyorsunuz. Kontrolün hakim olduğu, olabildiğince düzenli bir ortam...

Peki ya yelken? Sanmayın ki yolunuz her zaman asfalt yollar gibi oluyor. Bazen aracınızı kullandığınız pist bir anda şekil değiştiriyor ve kendinizi off-road'ta gibi hissediyorsunuz.

Sürücü ehliyetiniz var diyelim ve off-road pistlerde araç kullanmaya karar verdiniz. Ek bir eğitim alırsınız değil mi?

Yelkende durum farklı. Off-road bir denize düştüğünüzde yolunuzu değiştirip o pisti arkanızda bırakamayabiliyorsunuz. O piste ayak uydurmak zorunda kalıyorsunuz. Teknedeki unsurlar; yani yelkenler, halatlar ve dümen dışındaki şeylerin de kontrolünüz altında olmadığını görüyorsunuz. Unutmayın, denizdeyken konfor alanınızın dışındasınız ve beklenmeyene hazırlıklı olmalısınız. Bu da doğru bir eğitimle sağlanabilir. Bunu korkutucu bir şey olarak değil de yüksek adrenalin olarak algılayın lütfen :).

ALDIĞINIZ YELKEN EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ

İşte bu yüzden, aldığınız yelken eğitimi çok çok önemli. Sizin her türlü şarta hazır olmanız ve yanınızdakilerin güvenliğini de üstlenebilmeniz için detaylı, ciddi bir temel eğitim almanız lazım. Sonrasında ise kendinizi durmadan bilgiyle beslemeniz gerekiyor. Bunu tecrübe ederek, okuyarak ve tecrübelileri dinleyerek yapabiliyorsunuz...

Kanımca bu iş, yelken eğitimini almak ve kendinizi bilgi ile beslemekle de bitmiyor. Oradaki büyülü kültürü anlayıp, özümsemeniz de önemli bir unsur. Unutmayın; her yelkenli ya da motorlu bir tekne kullanmayı bilen denizci değildir.

GELİN SİZİ YÖNLENDİRELİM

Yelkenin yaşı yok, her zaman doğru bir eğitim alıp hayatın ve
eşsiz doğanın tadını çıkarabilirsiniz...
Şükürler olsun şu ana kadar -bildiğim kadarıyla- 200'ün üzerinde kişinin yelkenle tanışmasına vesile oldum. Dolaylı yollardan etkim olanlar olduysa da ne mutlu bana... 

Şu an birçok kişi amatör denizci ehliyetini aldı, bazıları hobi olarak yelken yapıyor, yarışıyor ya da çocuklarını yelkenli sporuna yönlendirdiler. 

Madem böyle bir blogla fikir, duygu ve tecrübelerimi paylaşıyorum; yelken eğitimleri konusunu neden bu kadar ciddiye aldığımı da paylaşmak istedim... Ve madem birbirimizi tanımasak da Küçük Prens Denizlerde sayesinde temas halindeyiz; bana mesaj ya da mail atın sizi en doğru yerlere yönlendirelim...

Yelkenin yaşı yoktur... Aksiyona geçin, hayatınızda bir kere de kendiniz için güzel ve özel bir adım atın. :)



Güvenli ve keyifli seyirler :)



Sevgi ve Saygıyla,



Emre Başkan




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder