31 Ağustos 2013 Cumartesi

NEDEN YELKEN?



Bu sorunun genel bir cevabı var: Yelken bir hayat tarzıdır. Elbette ki, bu benim kendi görüşüm. Şimdi gelin, neden böyle düşündüğüme bir bakalım.



DENİZDE OLMAK



Denizde olmak başlı başına bir fenomen benim için. Mayna halat yaptıktan sonra, usulca marina çıkışına doğru ilerlemek ve sonrasında uçsuz bucaksız denizlerde istediğiniz rotaya gidebileceğinizi düşünmek tarif edilemez bir özgürlük. Suyun şırıltısı, rüzgarın uğultusu, sık sık size eşlik eden yunuslar ve arkanızda yavaş yavaş daha da uzağınızda kalan beton yığınları... Tüm bunlar benim denize bir daha çıkmak istememi sağlayan öğelerden bazıları.



Diğer yandan, denize açılmak sadece suda şırıl şırıl ilerlemek değil tabii ki. Daha önceki bir yazımda da bahsettiğim gibi, çıktığım her rota; benim kendi iç dünyamda yaptığım bir yolculuk halini alıyor. Sanki yeni bir denizde yeni koylar keşfediyormuşum gibi, benliğim ve hayata karşı yaklaşımlarım hakkında yeni bulgular yapabiliyorum rahat rahat. Zira, o ortamda sizin dikkatinizi çok fazla dağıtacak ve kendinize odaklanmanızı engelleyecek pek fazla unsur yok. Çok sevdiğiniz dostlarınızla denize açılmanın tadı tabii ki çok farklı; ancak, kendimle kalabilmek ve kaliteli zaman geçirebilmek adına, sık sık yalnız seyirler yapmaya özen gösteriyorum. Bazen, bir kaç gece konaklamalı rotalar çiziyorum. İnanın, bu insana çok iyi geliyor. Çünkü, kendinizi daha iyi tanıyorsunuz. Ki bence bu önemli bir konu. E, bunun sonu da yok elbette. Sonuçta, insan her gün yeni tecrübelerle şekilleniyor, değişiyor. Yine de, tüm artılarınızla ve eksilerinizle kendinizi bilebilirseniz, bu size ayrı bir güç katacaktır. İnsanlar zaaflarınızdan faydalanamayacaktır. Sonuçta "know thyself" sözü Delfi'deki Apollo Tapınağı'nda, eski Mısır'ın Luxor Tapınağı'nda ve Plato'nun öğretilerinde boşu boşuna geçmiyor.


HAYATA UYUM SAĞLAYABİLMEK



Günümüz şartlarında bir çok insanın büyük stresleri, zorlukları ve problemleri var. Belki büyük bir zamanımızı bunları gidermek, bunların üstesinden gelmek adına harcıyoruz. Çözümsüz konular ise, insan psikolojisini daha fazla zorluyor ve bir çok insan anti-depresanlara sırtını dayıyor. Bu genel süreçlere hepimiz aşinayız. Ancak; benim dikkatimi çeken, hayatın getirdiklerine uyum sağlayamayan kişilerin diğerlerine göre çok daha fazla problemi olması. Sonuçta, her şey kontrolümüz altında değil ve bir noktada elimizde olmayan gelişmelere ayak uydurmak zorundayız. Ha, ayak uydurmak istemediğimizi biliyorsak da "hayır" demek durumundayız.

İşte, bu noktada yelkenin benim hayatıma kattığı çok şey oldu.


Öncelikle, yelken yaparken bir çok etkeni konstantre şekilde gözlemeniz gerekiyor. Bu öğelere dikkat kesilmek, o an başka bir şey düşünmenize izin vermiyor. Özellikle de hava biraz sert ise, gerçek anlamda sadece o ana odaklanabiliyorsunuz. Bu çok değerli bir şey.

Diğer yandan; yelkenli tekneler size, tekneyi yönetebilmek için bazı düzenekler sunar: dümen, iskotalar, mandarlar, yelkenler, bumba, dümen, salma vs. Skipper, ekibiyle beraber bu unsurları kullanarak, teknenin güvenli şekilde ilerlemesini sağlar. Ancak; dikkatinizi çekerim, bu öğeleri yöneterek her zaman istediğiniz şeyleri yapamazsınız. 

Örneğin; rüzgarı kafadan (tam karşınızdan) aldığınız zaman yelkenli tekne ile 0 derece kerterizinizdeki (direkt karşınızdaki) bir hedefe düm düz bir rotayla gidemezsiniz. Tiramolalar atar, zigzaglar çizersiniz ve ancak bu şekilde varış noktasına ulaşabilirsiniz. Yani, yelkenli teknede yönetebildiğiniz şeyler olduğu gibi, karşınızda da kontrol edemediğiniz bir tabiat vardır. Siz; ancak, buna ayak uydurabilirsiniz. 

Bu yorumlarım ışığında şunu hiç çekinmeden söyleyebilirim. Gerçekten yelken yapmayı seven insanlarda, hayata karşı daha rahat ve olgun bir yaklaşım görüyorum. Zira, onlar hayatta bazı şeylerin kontrollerinde, bazı şeylerin ise kontrol edilemez olduğunu içten içe biliyorlar. Bu yüzden, bu insanlar bazı konuları akışına bırakabiliyor ya da sürece uyum sağlayabiliyorlar. Bu da onları kendileriyle daha barışık kılıyor. Daha az stresli ve daha az probleme sahip kişiler oluyorlar. Bir de bu rahatlık, onları daha başarılı insanlar haline de getirebiliyor. Zira, onlar bir hedefleri varsa hiç bir zaman tüm şartların mükemmel olmasını bekleyerek zaman harcamıyorlar. Hedeflerine pupa yelken gidemiyorlarsa, daha zorlu da olsa orsa seyir ve tiramolalarla ulaşmayı çok iyi biliyorlar. Hem de, bundan zevk alarak.

Şartlar tehlike arz ediyorsa ya da en basitinden, o hedefe gitmek istemiyorlarsa  da "hayır" deme karakterini de sergiliyorlar.

Ben hala çok şey öğreniyorum bu konular hakkında...


"YELKENCİLİK SADECE BİR SPOR DEĞİL, AYNI ZAMANDA ÖNEMLİ BİR EĞİTİM ARACIDIR" 



Bu sözler, çok değerli yönetim danışmanı Dr. Yılmaz Argüden'in 9 Eylül 2006'ta Dünya Gazetesi'ne yazmış olduğu bir makaleye ait.  Kanımca, Dr. Argüden'in bulguları çok yerinde. Zaten, bu blogtaki bazı yazılarda yaşadığım tecrübeleri anlatırken Dr. Argüden'in makalesindeki kalemlerin varlığı gözler önüne örnekleriyle serilecek.

Beni çok etikleyen bu yazıyı sizinle aşağıda paylaşarak size bol yelkenli günler diliyorum.

Sevgi ve Saygıyla,

Emre Başkan


"YELKEN YÖNETİCİLİK YETKİNLİĞİNİ GELİŞTİRİR

Yelkencilik sadece bir spor değil, aynı zamanda önemli bir eğitim aracıdır.
Öncelikle, yelkencilik bir hedef belirlemeyi ve bu hedefe ulaşabilmek için önceden çevre şartlarını inceleyip, detaylı planlama yapmayı gerektiren bir spordur. Bu nedenle, yöneticiler için planlama deneyimi kazanma aracı olarak kullanılabilir. 

Bu planlama süreci sadece rotayı içermez, aynı zamanda su, enerji, yiyecek ve bakım malzemesi gibi birçok yaşamsal kaynağın da planlanmasını gerektirir. Bu yönüyle yelkencilik, yöneticilikte gerekli olan konunun tüm yönleriyle planlanması ve kaynakların etkin kullanılması becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur. 
Yelken de hayat gibi dinamiktir. Başarı doğru kararlar kadar çevre şartlarının da uygun olmasına bağlı olabiliyor. Üstelik, her ne kadar detaylı ve iyi düşünülmüş planlar yapılmış olursa olsun, değişen şartlara hızla uyum sağlayabilmek de başarı için önem taşıyor. Yelken yarışlarında da hem her gün hava şartlarında değişkenlik vardır, hem de rakiplerin yaptıkları seçimler hava şartlarından herkesin farklı şekilde yararlanmasına neden olur. Bu yönüyle de yelken, yöneticileri değişen şartlara uyum sağlayabilme yetkinliklerini geliştirmeye ve rekabete hazırlar.
Hayatta başarıyı etkileyen önemli unsurlardan birisi de ortaklıklardır: evlilik, iş ortaklığı, takım arkadaşlığı gibi. Yelken sporunda da başarıyı ve keyfi geliştiren faktörler arasında ortak ile anlaşma ve uyum vardır. Bu yönüyle de yelken, yöneticileri takım çalışmasına da hazırlar.
Yelkencilikte takım içinde ve başka teknelerdekiler ile sahildekilerle iletişim kurma yetkinliği önem taşımaktadır. Bu nedenle, yelken iletişim yetkinliklerinin gelişmesine yardımcı olur.
Toplumsal hayat kurallara uymayı gerektirir. Kuralların rasyonel nedenleri olması ise onlara uyumu artırır. Yelken için de geçerli olan bu durum, yöneticileri kurallara uyum sağlamaya da hazırlar.
Yelkenciliğin önemli şartlarından birisi de riskleri önceden görmeye çalışmak ve her türlü risk için hazırlıklı olmaktır. Bu nedenle, yelken yöneticilikte çok önemli bir faktör olan risk yönetimi konusunda da deneyim kazandırır. 
Yelkende önemli ilkelerden birisi de “herşeyin bir yerinin olması ve herşeyin her zaman düzenli olarak yerinde olması”nın sağlanmasıdır. Kurumsal yönetim için önemli olan şeffaflık ve açıklık ilkeleriyle uyumlu olan bu anlayış aslında karar almada hızı ve risklerden korunmayı sağlayan bir yaklaşımdır. Bu yönüyle de yelkencilik yöneticiliğe hazırlanmada yardımcı olur.
Hem yelkende, hem de iş hayatında başarı için gerekli önemli konulardan birisi de disiplinli olmaktır. Tabiat hataları affetmez. Bu nedenle, yelkende disiplin hayati önem taşır. Bu yönüyle de yelken yöneticilik yetkinliklerinin gelişmesine yardımcı olur.
Özetle, yelken sadece keyifli bir spor değil, aynı zamanda yöneticilik yetkinliklerini de geliştirmeye destek olabilecek bir eğitim aracıdır."
Dr. Yılmaz Argüden, 9 Eylül 2006.
Makalenin kendisini görmek için tıklayınız.
Dr. Yılmaz Argüden'in diğer makalelerini okumak isterseniz, tıklayabilirsiniz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder